28 Aralık 2015 Pazartesi

Öyle sıkı tutacaksın ki sevdiğinin ellerini, parmaklarının arasından yıldızlar bile kaymayacak başka dünyalara.

27 Aralık 2015 Pazar

Kaybettiklerin için çektiğin acıyı hafife alan biri, senin kaybettiğin kadar büyük bir şey kazanmamıştır hiç.

Gökyüzünde değil, insanın kendi içindedir uzay boşluğu, her yalnızlıkta biraz daha içine çeken...

25 Aralık 2015 Cuma

Canavarlardan korkup battaniye altına saklanan çocuklar büyüdü... Ve geceyi battaniye yaptılar, karanlıkta düşüncelerden saklanabilmek için.

23 Aralık 2015 Çarşamba

Her tarafım yalnızlık içinde. Kimse bilmez, ben hep kalabalığı oynarım kendi içimde...

Sabah olur... Dün gece yatarken giydiğin hayalleri, hüzünleri çıkarırsın üstünden. Diğer herkes gibi olmak için, öldürürsün bir önceki seni.

19 Aralık 2015 Cumartesi

Hepimiz, birinin kül tablasında unuttuğu, sessizce yanıp tükenmeye çalışan sigaralarız

Bırak hayallere koşmayı, ben hatıralara takılıp düşmekten doğru düzgün yürüyemiyorum.

13 Aralık 2015 Pazar

Hayallerim teninde 'dans' ediyor, ve sen bana katılmak yerine başkasıyla 'oturmakta' ısrar ediyorsun.

'O'nu neden unutamadığını sorarlar... "Parmak izleri bulaşmış hayallerime" diyemezsin.

Gün boyu hayalet gibi gezer bazıları... Anca 'gece' olduğunda, düşünceleriyle baş başa kaldıklarında ete kemiğe bürünebilirler.

Kafamın içinde öyle güzel bir dünya kurmuşum ki, ordan dışarı adım atmak istemiyorum.

Mesafeleri özetleyim; "Belki bana değil ama, hayallerime çok dokundun..."

Ben boşluğum... İçinde uçurumlar olan, 'eski'yi arkasında bırakmaya çalışırken eski püskü olmuş bir hiçim. "Ben artık geçmişin gölgesiyim"

9 Aralık 2015 Çarşamba

Çok kez intihar etti düşüncelerim, kafamın içinde defalarca öldürdüm kendimi. Bir yabancıyım artık, bilmiyorum ben 'kimim'.

Ne varlığın belli ne yokluğun, git artık... "Çünkü sen benim 'yalnızlığımla' oynadıkça, canım daha fazla yanıyor."

Gündüzü gece yapar kafamın içindeki karanlık, karamsarlık... Benden başkasının aklında yatma, yorulunca gel yine benim kafamın içinde uyu.

7 Aralık 2015 Pazartesi

Çünkü seni düşününce 'aklıma gökyüzü doluyor', ve ben her gece kirpiklerindeki yıldızları hayal etmeden duramıyorum.

Uçurumun kenarında tek ayakla durmuş, tam boşluğa düşecekken birinin belimden sarılıp beni çekmesini bekliyor gibiyim.

Senden sonra oram buram gece içinde kalmış, her damlada gözlerim biraz daha karanlık.

Biz çok erken bittik seninle, en başta tükendik be... Ve gariptir, bir o kadar geç kaldık birbirimize.

Alt dudağıma saklamışsın hayalini... Her nefeste kafama dolup, içimden taşıyorsun, gündüzleri bilmem ama, ben pek iyi değilim geceleri.

'O' çekip gider, ve sen artık 'başkasına ait olan' bir hayali yaşamaya çalışırken, kendin çoktan ölmüşsündür, farkında değilsindir belkide.

Uzay boşluğu misali içim... Kaçmak istediğim şeyler tarafından yutulmuş, sanki az evvel kusulmuş dışım.

Tam başka dünyalara koşacakken hatıralara takılıp düşen ahmaklarız... Belkide "bizler Geçmişimizde/Gelecek arayan kayıp ruhlarız"

Geçmişte olduğum kişiden, ve o kişinin yaşadıklarından bahsetmeyi sevmem... "Çünkü benim her dünüm kurtulmak istediğim bir gün"

2 Aralık 2015 Çarşamba

Zayıfladı ruhum... Aldım acıları en karanlığa koydum. Sakladım derinlere, ve en dipten çıkardım, sattım seni sahte gülüşlere

Okyanus misali kafamın içi, daldıkça çıkamıyorum, çıksamda nefes alamıyorum... "Düşünceler tarafından boğuluyorum"

"Aklımın ucuna bile gelmezsin" demişti... Fark etmedi bile, ben tam oradan, aklının ucundaki 'O' uçurumdan intihar etmiştim.

30 Kasım 2015 Pazartesi

Derler ya 'insan her acıya dayanır' diye. Yalan... Her acıda ölür, her seferinde biraz daha yabancılaşır kendine. Ve asla eskisi gibi olmaz.

28 Kasım 2015 Cumartesi

Özlediğin insanın hayaline sarılmaya çalışır, sıcağını iliklerine kadar hissedersin. Ta ki gözlerini açıp, donarak öldüğünü fark edene dek.
Ben yazarak seni insanlara göstermeye çalışıyorum, sonra yazdıklarıma bakıyorum, ama hangi kelimenin arkasına saklandın bilmiyorum, yoksun.

'O'nun hediye ettiği, kirli, eski püskü hayalleri giyersin ya üstüne aylarca, "alışkanlık" işte...

26 Kasım 2015 Perşembe

Bir süre sonra teslim olursun, ölmeyi beklersin, soğuk, üstüne kar yağmış hayallerin altında...
Aşkta hata yapan; Onu seven kişinin göz yaşlarıyla temizlermiş kirli ellerini.

Düşünmek öldürüyor, zaten saat geç oldu... Uyusun artık hayalin, yeterince yorgun kafamın içi.

Yokluğunda var olmaya çalışan bir 'hiç'im.

Bitsin artık, her şeyi geride bırakayım diyorum. Arkama bakıyorum, hiçbir şey yok... En arkada zaten ben kalmışım. 'Kendimi bırakıyorum'

25 Kasım 2015 Çarşamba

İnsanlar sizden bir 'sebep' yüzünden nefret etmez... Sizden nefret ederler, sonra nefretleri için bir 'sebep' bulurlar.

22 Kasım 2015 Pazar

Çünkü her gece neşter vurur insan düşüncelerine, kafasının içinde saklı kalmış ne varsa akar gözlerinden.

21 Kasım 2015 Cumartesi

Boş yere inanırmış insan, boş kalan yerini doldurmak için yok yere güvenirmiş.

18 Kasım 2015 Çarşamba

Gözyaşlarımın mürekkebi tükendi, artık hayalini çizemiyorum eskisi gibi...

12 Kasım 2015 Perşembe

Biz, sigara dumanını fırça gibi kullanıp artık bize ait olmayan hayalleri gecenin karanlığına çizen ressamlarız.

11 Kasım 2015 Çarşamba

Öyle sıkı sarıl ki 'düş'lerime, rüyalarımın ucu dokunsun sadece senin gülüşlerine.

Ve 'O' gittikten sonra göğüs kafesinde açılan boşluğu, kafandaki kalabalık doldurmaya çalışır...

Düşünceleri yaralıyorum bu gece. Artık geçmişi hatırlamak yok dedikçe, dikkatimi çekiyor "Kül tablamda yatan cesetler."

10 Kasım 2015 Salı

Unuttum diye geziyorum, aklıma bile gelmiyorsun... Kafamın içindeki karmaşada kayboluyorsun gün boyu. Ama gece... Gece başka.

İçine kapanıksın diyorlar... Bana 'nasılsın' diye hatır sorarken yüzlerine "gülümseme" takanlar.

9 Kasım 2015 Pazartesi

Bileklerini keserken "benim derdim intihar etmek değil" dedi, kafasında bulutlar, gözlerinde yağmur... Derdim 'O'nu öldürmek.
İnsan 'çektiği acıyı bedeninden temizlemek için ağlarmış.' Dökülen her damlada geçmişte ki bir günahtan arınırmış.

Sen benim hayallerimi kırdın dedi kadın, ve adam tekrar sarılmadı kırılan parçalar batar diye...
Bazıları çığlıklarını duymaz, çeker gider... Bazıları fısıldasan bile fark eder.

8 Kasım 2015 Pazar

Bütün kadınlar melektir, ama kadının sırtına kanat olup onu hayalindeki cennete taşımak adamın işi.

7 Kasım 2015 Cumartesi

Hayaline tırnaklarımı geçirmekle hata etmişim, artık hatıralarımızı parmak uçlarımdan temizleyemiyorum.

Adam başkalarında gökkuşağı ararken, kadın aynaya baktığında gözlerinin etrafında ki siyahlarla savaşıyordu.

Çünkü sadece alışırsın, kimse gerçekten siyahı sevmez. Herkes maviye hasrettir, ama mavi asla gelmez.

Bi' başına kalınca anlarsın... Asla yetmeyecek çevrendeki insanların çokluğu, senin yalnızlığın O'nun yokluğu.

6 Kasım 2015 Cuma

Hissizleşmek için, üşürken bile yalnızlığının kollarını dirseklerine kadar kıvırır terk edilen...
Bileklerine kıyamadı kadın, saçlarıyla intihar etti. Zaten adam o bilekleri tutmadı, anlamadı da kadının öldüğünü, ve gitti.
Bu gece aklımdan alıp kül tablasına bırakıyorum seni. Sen yanarken, belki mutlu eder dumanın beni...
Tam kalbine denk gelecekken, avuç içlerinle tuttuğun bir dilekten öteye geçemedi düşlerim.

Tamam dedi, kabul... Gitmesiyle başa çıkabilirdim ama, gittikten sonra unutmasıyla savaşamam.

Şarap güzelliğinde yıllanan bi' kokuya sahipti, her geçen gün daha çok özlüyordu insan.

Uyandıktan sonra, hangi akşamdan kalma hayallerin içinde kayboldun hatırlayamıyorum...

5 Kasım 2015 Perşembe

Ve içinde O'nun açtığı boşluğu, boğazında düğümlenen pişmanlıkları yutkunarak dolduruyordu...

Evrendeki tüm yıldızlar parmaklarımızın arasından kayarken, ellerini tutup hepsini avuç içine hapsetmek isterdim.

Aklıma öyle bir düşüyorsun ki, ben o düşüşten nasıl kurtuluyorsun hiç mi canın yanmıyor, anlamıyorum.
Senden arta kalan yalnızlığı kimse görmesin diye düşlerimin altına süpürüyorum.
Senle ilgili tüm düşleri az önce uyandığım, toplamadığım yatağa bırakıyorum. Biraz daha uyu hayallerimde.
Evrendeki tüm yıldızlar parmaklarımızın arasından kayarken, ellerini tutup hepsini avuç içine hapsetmek isterdim.

Aklıma öyle bir düşüyorsun ki, ben o düşüşten nasıl kurtuluyorsun hiç mi canın yanmıyor, anlamıyorum.

4 Kasım 2015 Çarşamba

Beraber hayalini kurduğumuz gecelerin gökyüzünde ikimize yer yok artık.
Gündüz basit bir dünya kafam, gece galaksiler.
Onunla birlikteyken onu seviyordum, ama ayrıldıktan sonra anladım, acısıymış aşkın ta kendisi.

Çekip gitti ama neden ara sıra kendini bana hatırlatıyor? Neden parmaklarıyla yalnızlığıma dokunup canımı yakıyor...

Bakışlarında kim varsa söyle ona, çekilsin... Kendimi göremiyorum.

Sen bilmezsin, geceleri uyuduğunda hayallerimi örterdim üstüne, kıyamazdım.

Çaresizlik mi? Elinde unuttuğun yanan sigaranın ucuna düşen bir gözyaşı damlasıdır. Böyle söner hayaller.

3 Kasım 2015 Salı

Gözyaşlarını diz kapaklarıyla silenler vardır, bilmezsiniz o yalnızlığı, kendilerine nasıl sarıldıklarını.
Bir an boşluğuma denk geliyor, unutoyrum seni, gülüyorum... Gülünce aklıma geliyorsun, sanki ihanet etmişim gibi...

2 Kasım 2015 Pazartesi

Kafanızın içinde, onunla beraber yaşamak için şehirler kurar, sonra o sokaklarda bi başınıza yürürsünüz, işte budur yalnızlık.
Gülüşüne bi' nakarat saklanmış, başka şarkılarla aldatamıyorum sesini.
Sonra ne mi oldu? Soğudu ellerim, hissizleştim. Bir kere sarılsa ısınırdı belki içim. Ama sarılmadı...
Parmaklarını hayallerimin arasına geçirdi, ve başkasının elini tuttu

1 Kasım 2015 Pazar

Sırıl sıklam aşık olmak ne diye sordu kendine, sanki geceleri yastığını gözleriyle ıslatan o değilmiş gibi
Düşünceler bulutluysa, gözlerinden akar hayalini kurduğun...
Ben geceyi gözlerine indiririm de, bizim gökyüzümüzde sarılarak izleyeceğimiz yıldız kalmadı ki...
Parmak izlerin bulaşmış hayallerime, başkasını tanımıyor düşlerim...

31 Ekim 2015 Cumartesi

Bütün keşkelerimin ucu sana dokunuyor, ama sen hissetmiyorsun bile...
Sigaramdan daha bir yada iki duman almışım, bitiyor, izliyorum. Biliyorum bittiğini, ama yorgunum, bi nefes daha çekemem, tıpkı kendim gibi.

30 Ekim 2015 Cuma

Sen hayallerime dokundukça, düşlerimden şehirler kuruyorum, kim bilir belki yaşarız diye.

Ben seni damardan alıyordum, o yüzden kafamdan öylece atamıyorum sanırım.
Bi miktar intihar düğümlersin boğazına, ama ne yutkunabilir nede kusabilirsin...
Benden çaldığı renklerle kendine gökkuşağı yapıp, beni simsiyah bırakmıştı...
Her gece gözümün önüne düşüyor saçlarının hayali, başka bir şey göremiyorum.

28 Ekim 2015 Çarşamba

Sevdiği kadını melek yapmak adamın elindeydi... Sırtına kanat olmak yerine, kanatmayı seçti.

27 Ekim 2015 Salı

Ve bütün yıldızlara inat, gökyüzünü boynunda aramak vardı şimdi...

26 Ekim 2015 Pazartesi

Ben seni yazarak yalnızlığa alıştım, sen başka tenlerde yaşayarak kalabalığa karıştın.

22 Ekim 2015 Perşembe

Unuttum sanma biraz doluyum bu aralar, aklımın bi köşesine bırakıyorum seni... Gece olsun yine beraber uyuruz aynı düşte.

Çek şu giderken söylediğin sözleri üzerimden! Çok ağırlar, kaldıramıyorum... Gücüm yetmiyor artık.
Geceyi hayalinle boyadığım günden beri her yağmurda iliklerime kadar ıslanmanın telaşındayım belki sen kokarım.
Kadın makyajını gözyaşıyla temizledi, adam ruhundaki ruj lekesini silemedi...

20 Ekim 2015 Salı

Gidişiyle siyahlara bürünür içimdeki gökkuşağı...
Senden çekip gitsem ne olur? En fazla aklıma terk ediyorum seni, hep orada kalıyorsun zaten...

Oysa ki boynumda ellerinin dokunduğu şehirlerde bi' başıma yaşıyorum şimdi.

Seni görmem için gözlerimi kapatmaya mecbur ettiğin günden beri başka hayaller kuramıyorum.

Kimseler görmesin diye içimize akıttığımız gözyaşları en derin okyanus.

18 Ekim 2015 Pazar

Kaybedecek bir şeyim kalmamıştı, bende kendimi kaybettim senden sonra.

Kimin şehrine gidersem gideyim, kimi seversem seveyim... Sırt çantamda duran hayalin izin vermiyor mutluluğa.

Bu gece gökyüzünü hayalinle boyar, yıldızları siktir ederim gerekirse.

Bazı insanlar fragman gibidir, tanıtım güzel ama filmin kendisi boktan.

Söylediğin yalanlar yüzünden artık kendimi kandıramıyorum sana.

Hayallerin ne kadar renkliyse yaşadıkların bi o kadar siyah oluyor.
Ne zaman elimle düzeltmeye çalışsam daha fazla acıyor rüzgarınla dağıttığın yalnızlığım...

17 Ekim 2015 Cumartesi

Seninle uyuyorum. Sonra uyanıyorum, yoksun... Aynaya bakıyorum, bende yok'olmuşum. Bir yabancıya doğru kaybolmuşum.
En sevdiğim şarkının içine saklansan, her dinlediğimde kafamın içinde bulsam seni.

hatıralar ve sigara

Hatıralarımıza takılıp düşmekten yoruldum artık.

Şimdi ben hangi hayalini iki parmağımın arasına alıp yakayım? Hangisini içime çeksem daha çok yanar canım...
Her şeyi arkada bıraksam, terk etsem bu şehri neye yarar... Bir gün yine karşıma çıkar hayalin, hatırlatır geçmişi...
Oysa ki ettiğimiz tüm kavgaların altında sadece birbirimizi "özlemek" yatardı...

Aşk

Bedenin başka tenlerde yoruluyorsa, ruhun dinlenmek için yüreğime uğramasın...

Kafalar

Ben kafamın içindeki renkleri sadece gece karanlığında fark edebiliyorum.

16 Ekim 2015 Cuma

Senle ilgili

Seni, sen olmadan yaşamak beni daha mutlu ediyordu sanırım.

Sen yalan söylemesen de olurdu... Ben zaten hep kandırıyorum kendimi sana.

Ben içimi dökerim de, dökersem saçılır, saçılırsa toplayamam...

Hayaller

Çekip gidenlerin arkasından başı boş kalmış hayallerimizi bi' başımıza yaşıyoruz.

Kader

Ben seni severim de sen buna değer misin? Bilmiyorum, emin değilim bana kader misin yoksa keder misin...

Blog öncesinde attığım sözler

Masum birine göre çok fazla dua ediyorsunuz

Aşk, cinselliği toplumun gözünden gizlemek için üzerinize örttüğünüz battaniye olmuş.

Egoist insanları anlamıyorum, benden daha mükemmel olduklarını sanıyorlar.

Yıldızları kirpiklerine dizen benim, onları izleyen başkası.

Ve kadın makyajını göz'yaşıyla temizlerdi...

Ben seni düştüğün cennete geri taşıyacak olan kanatlarındım.

Oysa ki farklı şehirlerin değil kafamızın içindeki mesafelerin uzaklığıydı bizi ayıran.

Artık sahip olduğum yıldızlar sadece senin için kayıyor gökyüzümden.

Neden duygusuzsun diyorlar. Sesi üzerimi örtmeyeli... "Çok üşüdüm, hissizleştim ben" diyemiyorum.

Senden siktir olup giderken ettiğim tüm yeminleri bozar adımı fısıldayan gülüşlerin.

Sesinin tonunda saklı evrenin en güzel notası.

Uyandığım en güzel rüyaydın kafamın içinde her geçen gün dahada silinen.

OK olan insanlar uğruna ÇOK şey yaptık...

Gülüşünü hatırladım, yine kafamda anılarımız dans ediyor...

Hatanı yüzüne vurdum ama maskeye denk geldi sanırım.

Sesini duymadan susmuyor kafamın içindeki kalabalık...

Hataları yapan sendin, bitiren ben... Hatasız olan bendim, biten ben.

Seninle yaşayamadıklarım için keşke derdim eskiden. Şimdi yaşadıklarım için...

Gece, senin hayalinle uyuduğum için güzeldi... Çünkü sabah gözlerimi açtığım dünyanın gerçekliğine bi' türlü alışamıyorum.

Arkandan yaktığım sigaraların bitişini izler gibi izledim tükenişimi...

Bırak olduğu kadarıyla kalsın, çünkü hiç olmadığı kadar yakıyor içimi zaten gidişin...

İnsanın kanatları hayalleridir, ne kadar büyükse o kadar yükseğe uçar.

Sevgiler karşılıklıydı belki ama gidişler hep platonik, hep tek taraflıydı...

Oysa ki maviydi hayaller, ta ki biri gökyüzünü siyaha boyayıp çekip gidene kadar...

Aklıma en çok geceleri geliyorsun, ışığı hatırlamak için karanlığı beklemek gibi bi' şey bu...

Sen tekrar bana geldiğinde değil, kafamın içinden bile tamamen gittiğinde mutlu olucam.

Her giden, içimizden bir parçayı da yanlarında götürdü. Artık bi' sarılmalık canımız var...

Unutmak için ne kadar uğraştıysam, şimdi bi' o kadarda hatırlamak için çabalıyorum...

Şu saatten sonra aynı yıldızın altında olsak bile, aynı yıldıza bakmıyoruz seninle...

Başkalarında seni ararken yaşadığım hayal kırıklığı, ve kimsenin sen gibi olmayacağını anladığımda ki o pişmanlık... Böyle bi' boşluk işte.

Boynumda hayalinin parmak izleri, ve ben kaçamıyorum canımı yakan hatıralarından...

Tüm yollar dudağının bi' köşesinde son bulsun, gelene kadar çok yorulurum belki ama olsun, gülüşüne denk geldiğim an uyurum...

Beyni küçük insanlara, hayallerinin büyüklüğünden bahsetme...

Çünkü ayrıldıktan sonra sevgi değilde, nefret bitince unutmaya başlarsın.

Senden sonra gelenler, içimde açtığın boşluğa düşmekten korkar oldu...

Bazı şarkıları bizi nasıl üzeceğini bildiğimiz halde açıp dinleriz, ve bazı ilişkileri de aynı o şekilde yaşıyoruz...

Bi' süre sonra unutmuş gibi değilde hiç yaşanmamış gibi yapmak zorunda kalıyorsun.

Her sabah anka kuşu misali küllerimden doğuyorum, senin yaktığın yerden başlayarak...

Kaybol rüyalarımda gecenin bi' yarısı, benden başka kimse görmesin, bulamasın seni...

Ayrılır ayrılmaz başkalarında alıyorsun soluğu, ve benim nefesim yetmiyor seni içime çekmeye...

Kilometrelerce uzakta düşüncelerimde hayalin, keşkelerin yarattığı mesafeler var artık aramızda...

Beraber hayal kuruyorsunuz, bir dünya yaratıyorsunuz... Sonra o çekip gidiyor. Ama siz o dünyada yaşamaya devam ediyorsunuz. Çaresizce...

Göğüs kafesimde bıraktığın yalnızlığı kafamın içindeki kalabalık doldurmaya çalışıyor.

Ben seni farklı sandım, ama sen sandığımdan farklı çıktın...

Ben istiyorum ki en sağlam tartışmanın finalinde bile gülelim...

Sonunda sarılmayacaksak üşümenin bile bi' anlamı yok...

Çekip giderken söylediğin sözlerini unutmaya çalışmaktan özlediğim gözlerini hatırlamaya vakit kalmıyor...

Baş ucumda yatan hayaline dokunmaya bile gücüm yok artık.

Beni öldürmeden, başkasını yaşatma içinde.

Bırakma elimi, kaybolurum başkasının sokaklarında.

Unuttum sandığım her şey, yalnız kaldığımda hatırlatıyor kendini.

Beni tekrar bulmaya çalışma, sen gittikten sonra ben bile kendimi kaybettim.

Senin için her şeyi geride bırakırdım... Şimdi kendim için seni geride bırakmalıyım.

Dış görünüşündeki eksikliği beyninle kapatabilirsin ama beynindeki eksikliği dış görünüşünle kapatamazsın.

Belki gözümden düştüğün an değil ama bir gün atıcam seni kafamdan, oradan da düşceksin...

Sen yine her gece bana kapa gözlerini. Söz, ben rüyalarından çıkıp sana sarılmanın bi' yolunu bulurum.

Az kaldı... Kafamın içinde senin hayalini ararken kendim kaybolucam.

Bazı konular hakkında acilen sarılmamız lazım, yoksa hayallere dokunmaya çalışmaktan öteye geçmeyecek düşlerimiz.

O kadar çok uzaklara gitmek istiyorum ki, kendimi bile unutayım. Gittiğim yerde kimse tanımasın BEN kimim. Tamamen kaybolayım...

Çünkü sustuğun anda kabullenmeye başlarsın. Susmayalım, sonsuza kadar tartışalım...

Ve kimse görmesin diye, gökyüzüyle silersin tüm acıları.

Geri dönsen ne olur? Onca şeyden sonra içimdeki boşluğu hissedemezsin zaten...

Yaptıklarını görmezden gelmeye başladım artık... Fazla uzun sürmez seninde yok olman.

Geçmişi düşünmekten, geleceği göremez olduk.

Beni kopardığın yerden başkasını bağlama kendine.

Bazen unuttum bitti diyorum... Bazen aynı yatakta beş dakika önce beraber uyanmışız gibi.

Renkli hayalleri, siyah kalemlerle çizmek...

Unutmak kolay, zor olan unutmayı gerçekten istemek....

En çokta siz onun hayatında yokken yaptığı hatalar koyar.

Tüm umutlarımızı sırt çantamıza tıkıştırıp çok uzaklara gitmemiz lazım.

Gerekirse bacak kadar çocuk olur, oynarım gülüşlerinde.

Derler ya "mesafeler önemsiz" diye... Yalan söylemişler, önemliydi sözlerinde ki mesafeler.

Hangi şarkının içine gizledin en güzel notanı? Bu gece hangisinde denk geleceksin yüreğime...

Yıldız gibi kaydın hayatımdan, ve ben kimin dileğine gerçek oldun bilmiyorum.

Kafamın içinde silemediğim hatıralar var seni bana zorla yaşatan.

Gündüzler sizin olsun, bizler kanatlarımızı gece takarız.

Avuçlarımda arta kalan ellerinin hayalidir boşluk hissi.

Son bir kere daha sarılsa yağmurun altında. Aksa iliklerime kadar. Keşke...

Bütün kavgalarımızı dudaklarının bi köşesinde yapalım, orada son bulsun tüm dövüşlerimiz.

Şimdi kimin gökyüzüne gece oldun...

Geç oldu... Uyusun artık hayalin, yeterince yorgun kafamın içi.

Bakma günün telaşındayım, unutmadım... Gece olsun, yine alıcam seni aklıma.

Beni unutmak için başkalarını hatırlama.

Birbirimizi değil, birbirimize yaptıklarımızı unutabilseydik keşke...

Ben yalnızlığa alışarak, sen başka tenlerde yaşayarak unutmaya çalışıyorsun.

Çekip giderken söylediğin ağır sözlerine mi, yoksa gitme der gibi bakan gözlerine mi inanayım?

Şu saatten sonra ya birbirine çok uzak iki yabancı oluruz, yada dip dibe iki yalancı.

Aşkımız bile bi' gün bitebiliyorken, acısı sonsuza kadar sürer mi sandın?

Senin siktir olup gitmen ben arkamı dönüp bakmadığım sürece bir anlam ifade etmez.

Sevdiğin insanı gözyaşlarında taşırsın... Dökersin bitene kadar, tamamen gidene kadar düşer damla damla.

Kafamın içindeki karmaşada kaybolursun diye korkuyorum.

Hayallerini kırdığınız birine sarılırsanız parçaları batar, bu sefer sizin canınız yanar.

İkimiz için hayalden kurduğum dünya, senin bana gerçekte vaad edebileceğinden daha güzel.

Özlediğin insanın hayaline sarıldıkça daha çok üşürsün.

Sesin sessizliğime karışsın istiyorum.

Ben istiyorum ki şarap güzelliğinde yıllanalım.

Gülüşlerinde yaşamasını beceremediğin insanın, gözyaşlarında boğulursun.

Oysa ki gözyaşları bitiyor, çektiğin acının fazlalığı karşısında onlar bile yeniliyor.

Belki bi' gün başkasına ait bir rüyanın içinde denk gelir, gülümseriz birbirimize...

Sen bir kere daha benim için gül, ben kokunu buradan duyarım.

Teninde şehirler kurup orada yaşayıp yaşlanmak istiyorum.

Benim elimi bıraktığın an kayboldun başkasının sokaklarında.

Bizim beraber gülmemiz gerekirdi, ayrı yataklarda ağlamamız değil...

Bu sefer kararlıyım... Sigaram bitsin, atlıcam dudaklarının kıyısından.

Ve hayallerini çalmasına izin verdiğin insanı başkası çalar ya, öyle bir şeydir boşluk.

Ayrılırken dudaklarından dökülen kelimelerle ıslanmak, üşümek, hissizleşmek...

Herkesin boynunda gizli bir nota vardır... En güzel şarkıyı dinletir dokunmasını bilene.

O beni unutmak için kalabalığa karıştı. Ben onu hatırlatmasınlar diye yalnızlığa alıştım...

Geceleri O'nun saçları gözümün önüne düşüyor...

Gözlerinden akarsam silme beni, dudaklarında kururum ben.

Sen ilikle beni gördüğün düşlerin önünü, ben kafanın içinde kapana kısılmaya razıyım.

Bu şehrin sensizliğinde boğuluyorum.

Hayaller değil miydi sonradan gerçek olan? Sen gerçektin... Neden hayal oldun?

Her kavganın sonunda sarılacaksak sonsuza kadar savaşırım seninle.

Sabah gözlerini başkası için açan geceleri benim hayalimle kapatmasın.

Alt dudağına saklıyorum, çektiğin her nefeste kafana dolmak için orada bırakıyorum kendimi. Birazda sen yaşa hayalimi...

İçimde öleni kafama gömüyorum, belkide bu yüzden zor unutmak.

Özlemek ne garip... Çekip gittim ama sanki arkada kalan benmişim gibi.

Bi' başına bütün yalnızlığıma kafa tutmuştun sen... Böyle güzel kalabalık olamaz.

Kadının bıraktığı en tatlı iz, erkeğin ruhundaki ruj yarasıdır.

Senin yanındayken geçen zamanı saklayabilsem keşke, gece ihtiyacım oluyor.

Benim değilsin, ve artık ben başkasına ait rüyalar görüyorum.

Benim için yaptıklarını, bana yaptıkların yüzünden unuttum.

Acıtıyor... Gözünüzden düşerken onu ilk tutan kişiyle birlikte olması.

Cebi delik hayallerden düşen küçük insanlar.

Hatıralardan yaptığımız uçurtmalarla oynayıp duran mutsuz çocuklarız.

Asla yetmeyecek çevremdeki insanların çokluğu... Benim yalnızlığım onun yokluğu.

Sesin sesime karışmayalı; herkesin sesini seninkiyle karıştırır oldum.

Çığlıklarımı kimse duymuyordu... Bende avazım çıktığı kadar susuyorum artık.

Boynunda kala kaldım onun. Bi' fırsatını bulsam karışıcam nefesine, kaçıcam dudaklarının arasından, ama olmuyor işte...

Ben herşeye rağmen ikimiz için şehirler kurmasını bilirim... Sen yeter ki bul bi' bahane gir rüyalarıma.

Maviye boyadığımız hayaller içinde yürüyen siyah insanlar.

Gözyaşlarıyla yıka bedenini, geçmişindeki günahlarından arın.

Kimseye bana baktığın gibi bakma... Kendilerini BEN sanarlar. Herkesleşirim...

Sonra sen konuşmaya başlıyorsun, tabi ben dinleyemiyorum. Kokundan mı yoksa sesinden mı öpsem, bilemiyorum.

Seninle tekrar tekrar tanışalım biz. Her seferinde yeniden tanıyayım seni, hiç bitme sen.

Hangi akşamdan kalma bilmediğim keşkeler var içimde sana dair.

Kelebek ömrü kadarmış düşlerimin dudaklarındaki hayali.

Ben seni kafamın içindeki canavarlardan kaç defa kurtardım bilsen...

Sana uykum geldi yine, yoruldum ayakta rüyanı görmekten.

Ütopya dedikleri bir ülkenin sokaklarında uçurtmasıyla oynayan çocuğa hediye ettim tüm keşkelerimi.

Çünkü sen beraber kurduğumuz hayallerde beni bi' başıma bıraktın.

Dudaklarından düşen o son 'hoşça kal'dım.. Orada unuttun beni. Orada kaybettim, tükettim kendimi.

Senle ben; birbirinin paranoyalarında yaşayan iki korkağız.

Yaptığın her hatanın üstünü benim yaptıklarımla örtmekten vazgeç.

Hayallerimde saçların salıncak olmuş, bi' dudaklarına, bi' gözlerine sallanıyorum. İçimde ki çocuk mutlu, eğleniyor...

Alkolden daha hızlı kana karışıyor boynumda duran nefesin.

Kalmak zordu senin için... Kalbimde yaşamak varken kafamda yaşamayı seçtin.

Sen yine adımı fısılda... Ben bi' yolunu bulurum, kandırırım kendimi. Yutarım arkandan ettiğim tüm yeminleri, söz... Sarılırım sesine.

Çünkü ben geriye dönüp baktığımda seni değil... Kendimi kendimden uzaklaşırken görüyorum.

Yanlış kişiyi doğru şekilde hayal edip öyle sevdiğimiz içindir sonradan yaşanılan bu hayal kırıklıkları.

Çünkü bu saatten sonra biz senle sarılsak bile üşürüz.

Varlığıyla mutlu edemeyen, yokluğuyla mutsuz etmeye çalışıyor.

Kokusunu hayal ederken gözlerimden yanaklarıma yağar yağmur, böyle güzel ıslanmak olamaz.

Hiç kimseye ihtiyacım yoktu benim. Biz onunla birbirimize 'ÇOK' oluyorduk zaten...

Sen başkasının yarını olurken, her geçen gün biraz daha dünleşiyorsun bana.

Aslında bizlermişiz melek sandıklarımızın kanatları.

Beni unutmak için verdiğin savaşı, gün gelir hatırlamak için kaybedersin.

Belki aynı yatakta yatmadık ama aynı düşte çok uyuduk seninle.

Ruhumdan öp beni, sesin dokunsun dudaklarıma.

Sormayın "neden bu kadar soğuksun" diye... Zamanında yanmış biri, sonrasında köz e dönüşür.

Biz seninle artık aynı yıldıza bakan farklı şehirleriz.

Çünkü arkana dönüp baktığında onu geri kazanmayacaksın, sadece gözyaşlarını görmesine izin vermiş olacaksın.

Vazgeçtiğin an değil, kaybetmekten korktuğun an kaybedersin.

Benim senin için yaptıklarımdı seni özel kılan.

Neyin var diyorlar... İnsan düşünüyor, o gittikten sonra "neyim var" diye. Ne kaldı O'ndan geriye...

Sen lerce kez lanet olsun bana. Çünkü yine olsa, yine "dur gitme" diyemem.

Çünkü bi' başkası kokunu içine çekerse, benim burnumun ucu sızlar.

Sarıl bana, parmak uçlarında dur, sokul boynuma... Gökyüzüne kadar dokunurum senin.

Ben onu kaybettiğimde değil, başkası kazandığında unuttum.

Senden daha iyisini bulabilirim evet. Ama olay daha iyisini bulmak değil ki. Ben seni kötü yönlerinle bile sevebilmişim. Ne yapayım iyisini?

Senli hayaller hep renkli, benim kalemlerim siyah.

Boğazımda düğümlendin kaldın... Ne daha derine, ne tamamen dışarı. Senin yerin artık orası.

Oysaki bu dünya seninle bi' boka benzemişti.

Seni en son öptüğüm yerde unuttun beni... Şah damarının tam üstünde, boynunda kaybettim kendimi.

Sanki makası almışımda kafamdaki hatıralarımızdan SEN olduğun kısımları kesiyormuşum gibi.

Özlemekmiydi sen başkasını düşünürken geceleri hayalinle uyumak.

Bırakma elimi, düşerim cennetinden.

Gece üstüme örttüğüm hayalleri kırdığı günden beri sabahları üşüyerek uyanıyorum.

Hayatım senin zerre özelliğini taşıyan insanı aramakla geçer. Anca öyle birini severim. Belki adı yüzü başka olur ama,ben yine seni severim.

Adımı fısıldadığında boğazında düğümlenmiş keşkeler dokunsun alt dudağına.

Kağıttan düşlerim vardı benim, içlerine SEN yazarak uçurduğum...

Anlamıyorum bana öylesine uzakken göğüs kafesime nasıl bu kadar yakın olabiliyor hayalin.

Yine el ele tutuşalım, bu gece yıldızlar kaymasın parmaklarımızın arasından.

Arafta kalırım senin kurguladığın aşk çıkmazlarında.

Her damlada biraz daha düşüyorsun gözümden.

Bu gece yıldızlar yağsa rüyamın üzerine, tek bi' şemsiyenin altında sarılsam sana.

Fazla sevdik birbirimize çok olduk biz... Ondan bu azalıp yok olmalarımız.

Sen yalanlarını soyunmadıkça, ben kokunu üstüme giymeyeceğim.

Bedenini gözyaşıyla yıkayan kadına doğruyu bile söylesen inanmaz.

O kadar FAZLA sevdik ki... Bize arkadaşça değil düşmanca ayrılmak yakışırdı.

Yanan sigaramın ucuna düşen gözyaşımdan bir damlasın artık.

Bizler gecenin karanlığını ruhumuzdaki yaraları sakladığı için seviyoruzdur belki...

Ben sinirliyken bitiyorsa... O ilişkinin sonunda nokta değil ünlem vardır. Ama bunu anlayacak kafa yoktur.

Gözlerim dolmasın diye kadeh kadeh dolduruyorum kafamı.

Sen aklıma düşersin de canın yanar diye, ben her gece hayallerimi yıldız tozlarından ördüm.

Anlamıyorum, yanlışlıkla mı seviyor bazıları yoksa yalnızlıkla mı...

Sensizken kafamın içindeki canavarlardan çok korkuyorum... Gülüşünde saklanmaya ihtiyacım var.

Sigaramın dumanıyla çiziyorum seni gecenin karanlığına... Kafam iyiyken daha bi' güzel seviyorum seni.

Sana tekrar adım atsam kırıp döktüğün umutlar ayaklarıma batar.

Ben siyahın rengarenk olduğunu sende anladım.

Sen aklıma düşüyorsun. Benim yanaklarıma yağmur yağıyor... Böyle güzel ıslanmak olamaz.

Ben yalnızlıktan korkuyorum, o uyuyor.

Sen gittiğin günden beri ben her sabah gözlerimi yanlış dünyaya açıyorum.

Senin kokunu duyduktan sonra hangi parfüm güzel gelir bana? Hiç mi utanmam o kokuları giyerken üzerime...

Irzına geçtiğin tüm duyguların, bir gün tecavüzüne uğrarsın.

Eskisi gibi olmayalım. Ne ben eski seni isterim, ne sen eski beni... Sadece eskiden olduğumuz gibi olalım.

Sen başkasını düşünerek uyurken üzerini benimle örtüyorsun ya... Ben çok üşüyorum.

Erkek dediğin sevdiği kızı önce kendisinden koruyacak.

Benden sonra birlikte olduklarınla beni değil, onları benle aldatmış olursun.

Bana acı çekmekten bahsetme... Ben yazarak günah çıkarıyorum, sen başka tenlerde yaşayarak!

Sen cennetimden düşerken, yanan kanatlarından ilk tutanın meleği oldun.

Sen, seni görmem için gözlerimi kapatmaya mecbur ettiğin günden beri... Benim için, hayal ettiğim kadarsın. İşte o kadar...

Ben Türkiye'de dünyaya geldim... Ama türkiyeye değil DÜNYA'YA geldim.

Sen ve ben hiç tam olarak biz olamadık, bir olamadık, hep olamadık. Zaten BİZ hiç-bir bok olamadık.

O kadar çok hata yaptın ki bana, her geçen gün biraz daha yok oluyorum. Sen yinede iyi ki varsın... Ama ben bir türlü olamıyorum.

Ay ışığı inadına yüzüme vururdu sanki tüm dünyaya göz yaşımdan seni yansıtmak için.

Senin yanına gelmeden önce en güzel düşlerimi giyerdim...

Kadınlar kendilerini güldüren değil, gülümseten erkeklerden hoşlanır.

Kafamın içinde yarattığım şehrin sokaklarında geziyorum uzun süredir... Hayalini görmek uğruna kayboluyorum her geçen dünde.

Ve birgün daha uzaklaştık birbirimizden... Her geçen dün e gömüyorum seni.

Kalbiyle yaşayan insanın bir "B" planıda olmuyor. Kaçıp, kaybolamıyor...

Milyon kere sarılsamda tenine, dolasamda ellerimi beline... Senden ayrıldıktan sonra ben hep o SON BİR KEREnin hesabını yaparım.

İçimde bir yerlerde, daha önce hiç ayak basmadığım sokaklar var. Korkuyorum... Sana rastlarım da yüreğimin caddelerinde kaybolurum diye.

Bilmem... Zaten vazgeçmesini bir türlü beceremem. Ne bileyim kalamam yada gidemem... Gerçi seni sonsuza kadar da sevemem ama. Neyse işte...

Hayatıma giren herkes, ruhumdan bir parçayı kopardı giderken... Şimdi aynaya bakıyorum da gördüğüm şey eski "BEN"e çok yabancı.

Kafamın içinde bir yerlerde, yanlışlıkla açılır da karşıma çıkarsın diye sonsuza kadar kilit vurduğum odalar var.

Kadınlar sevilmek ister, sevildiğini duymak ister, duyduğuna inanmak ister... Hadi kolay gelsin.

Seni, sen olmadan yaşamak beni daha mutlu ediyordu sanırım.

Uzatsana elini... Gökyüzünden tutasım var.

Göğüs uçlarından öpeceksin sevdiğin insanı... Aşağılar gibi değilde, onu onurlandırır gibi yapacaksın bunu.

Böyle birşey var içimde, ruhumu karanlığın içine, boşluğa çekmeye çalışan bir his var... Beni yarım bırakmaya çalışan biri var içimde.

Kadın olmanın zor olduğu bir ülkede, adam olmak neden kolay olsun ki?

Yalnızım" dediğimde çevremde hiç insan yok sanıyorlar... Halbuki benim yalnızlığım senin yokluğun. Hissizliğim senin soğukluğun.

İyi biri olmaya çalışıyorum, ama çevremde ki kötülük buna engel oluyor.