30 Ocak 2016 Cumartesi

28 Ocak 2016 Perşembe

Olmadı bir sigara yakar, beraber döneriz dedim Sen bekle hemen döncem dedi, dönmedi Ben bi' başıma döndüm yalnızlığıma
Her giden gibi sende değişmişsin, hiç şaşırmadım... Çünkü ''kendini bende unutmuşsun, sensiz kalmışsın oralarda''

27 Ocak 2016 Çarşamba

İnsanlar sizi anlamaz, ve sizde yazarak kendinizi kendinize anlatmaya çalışırsınız "hatam nerede" der gibi...
"Yaptığı hataları suratına öyle sert vuracaksın ki, ruhu mosmor gezecek bazıları"

26 Ocak 2016 Salı

İnsan içinde bulunduğu dünyada değil, kendi içinde bulduğu dünyada kaybolur

25 Ocak 2016 Pazartesi

Söylesene gece, çok mu acı çektin? Bu karanlığın bir anlamı olmalı... İçim gibi, yoksa ben misin? Her yıldız bir umut mu sana göre...
'O' kelimelerle dokunabildiği hayallerimde yeni şehirler yaratabiliyorken, 'elleri uzakta olsa ne olur'
İnsan neden yazar... İçini dökmek için mi, yoksa imkansızı mümkün kılmak için mi? Belki de yazarak 'O'nunla olabildiği içindir

24 Ocak 2016 Pazar

Deniz şart değil yüzme bilmeyen adama, kadının iki damla gözyaşında bile boğulur.

21 Ocak 2016 Perşembe

Gözyaşları sessiz çığlıklarıdır 'bir insanın' çığlıklarını silebilir misiniz
Kayıp olan ayıbın yolu değil, ayıp yolunda kaybolan 'sizlersiniz'

19 Ocak 2016 Salı

18 Ocak 2016 Pazartesi

Kendimle zorum var bu aralar, rahat durmuyor düşünceler... Öfkeliyim çoğu şeye, deliriyorum, deliyim, 'biraz belayım bu aralar'

17 Ocak 2016 Pazar

16 Ocak 2016 Cumartesi

Tüm hayallerim, sigaramla aynı sonu paylaşıyor, ve ben sönmelerine engel olamıyorum.
Çünkü mesafelere rağmen, parmak uçlarımdan çıkan kelimelerle dokunuyorum sana.

13 Ocak 2016 Çarşamba

Ve kafasının içinde hep geceyi yaşar bazı insanlar, bilmezsiniz göz altlarındaki karanlığın sebebini...
Acılarla dolu bir okyanus içim, aklımın ucundan intihar etmiş düşüncelerle oluşan.

11 Ocak 2016 Pazartesi

Şimdi çok eskilere gidin, "insanlık" tarihi açısından... Kabile sistemini düşünün, o zamanki "insan" denen canlının beynini, şuan modern toplumda olanlarla (biz) kıyaslayın.
Bize göre o zaman diliminde yaşamış olan insanlar oldukça aptal... Gökyüzüne bakıyor bir ışık doğuyor, saatler geçiyor, ışık gidiyor karanlık geliyor (gündüz,gece)
Diyor ki "ya bu nedir?" Aklı yetmiyor anlamaya, ve korkuyor... Korku beraberinde merak uyandırıyor.
Bu kabiledeki insanlar ormanda hayvan avlıyor diyelim, kabiledeki güçlü erkekler ailesine daha çok ET getirirken, zayıf olanlar az getiriyor.
Güçlü olan kibriyle zayıfı ezerken, zayıf olan bu duruma içerliyor. Ve ışık gidip, karanlık geldiğinde güçlünün etlerini çalıyor.

Güçlü bilmiyor kim çaldı... Bu böyle devam ediyor, günlerce, aylarca. Tek bir güçlünün başına gelmiyor bu... Bir çoğu bu durumdan şikayetçi...
Güçlü diyor ki "benim öyle bir şey bulmam lazım ki, bunlar ben uyurken bile benden çalamasın."

Düşünüyor, düşünüyor, öyleyse varım diyor ve ışık, karanlık ilişkisindeki korkusundan ilham alarak diyor ki zayıf olanlara.

"Bakın" diyor, "böyle bir ŞEY var, ve çaldığınız yada yalan söylediğiniz zaman başkası bilmese de o bilir, sizi görür, asla uyumaz ve size bunun bedelini ödetir."
Wuhuu diyor zayıf olanlar, "peki bonusları var mı bu olayın?" Güçlü diyor "var tabi, dediklerimi PARDON 'O'nun dediklerini yaparsanız mutlu mesut yaşarsınız."
Yoksa?
Yoksa annen diye cevaplıyor güçlü ve gülüyor.

Yüzyıllarca bu sistem öyle güzel idare ediliyor ki... Sonuç;
İnsan oğlu kendi gibi insan olana itaat etmekte zorlanmıyor
Ve bu durum günümüzdeki YÖNETİM sisteminin alt yapısını oluşturuyor
Ve YÖNETİM sistemini siktir et, insan bile yoktu dünyanın başlangıcında
Bu yönetim sistemi nasıl oluştu sanıyorsunuz...
Umut çok kilit kelimedir... Yönetim sistemi size umut satar, umut etmek inanmaktır. Yani size inanç satarlar.
Ve her yönetim sisteminde olduğu gibi, inanç = paradır.

Şimdi siz neye itaat ediyorsunuz? Orasını bilemem. Ben kendi aklıma, ve dünyada insanla aynı düzeyde olan tüm yaşam formlarına itaat ediyorum.

Dip not : Sonlara doğru bahsedilen yönetim sisteminin "devlet" tarzı şemayla bir alakası yoktur.
              Yönetim sisteminde anlatılmak istenen farklıdır.

Daha iyi anlamanız için kendinize şunu sorun; Kimler inanç satar?
-Her nefeste daha derin düşünerek yaşayın.

9 Ocak 2016 Cumartesi

Belki bir gün, bir paragrafın satır başında yine denk gelir, 'son'unda yine öldürürüz birbirimizi

7 Ocak 2016 Perşembe

Kendi içimizde ördüğümüz yüksek duvarın arkasına saklanmış küçük bi' çocuğuz, ve kimsenin boyu o duvarı aşacak kadar uzun değil.

6 Ocak 2016 Çarşamba

Bu kadınların yanaklarında papatyalar yetişiyor olmalı azizim, yoksa hepsi neden gözyaşlarıyla sulasın?

5 Ocak 2016 Salı

"Ve kadın, aşık olduğu kitabın, en sevdiği satırında intihar etti..."

3 Ocak 2016 Pazar

Tanrıyı boynunda ararken, şeytanın kokusuna denk gelmiştim... O gün bugündür kayıplardayım.

İlk defa birine güvenir, inanırsın... Ve sonra dersin ki "kanatlarımı benden aldığı günden beri gökyüzüne hasretim"

Çünkü hayaller insanlar gibi değil, hayaller sizi terk etmez... Gerçekleşmese bile, sizinle kalmaya devam eder.

Sana aşkım demem için sevgili olmamıza gerek yok, içimde sana olan aşk, benim hissettiğim bir şeydir, o yüzden benim aşk'ım dır.