16 Ekim 2015 Cuma

Blog öncesinde attığım sözler

Masum birine göre çok fazla dua ediyorsunuz

Aşk, cinselliği toplumun gözünden gizlemek için üzerinize örttüğünüz battaniye olmuş.

Egoist insanları anlamıyorum, benden daha mükemmel olduklarını sanıyorlar.

Yıldızları kirpiklerine dizen benim, onları izleyen başkası.

Ve kadın makyajını göz'yaşıyla temizlerdi...

Ben seni düştüğün cennete geri taşıyacak olan kanatlarındım.

Oysa ki farklı şehirlerin değil kafamızın içindeki mesafelerin uzaklığıydı bizi ayıran.

Artık sahip olduğum yıldızlar sadece senin için kayıyor gökyüzümden.

Neden duygusuzsun diyorlar. Sesi üzerimi örtmeyeli... "Çok üşüdüm, hissizleştim ben" diyemiyorum.

Senden siktir olup giderken ettiğim tüm yeminleri bozar adımı fısıldayan gülüşlerin.

Sesinin tonunda saklı evrenin en güzel notası.

Uyandığım en güzel rüyaydın kafamın içinde her geçen gün dahada silinen.

OK olan insanlar uğruna ÇOK şey yaptık...

Gülüşünü hatırladım, yine kafamda anılarımız dans ediyor...

Hatanı yüzüne vurdum ama maskeye denk geldi sanırım.

Sesini duymadan susmuyor kafamın içindeki kalabalık...

Hataları yapan sendin, bitiren ben... Hatasız olan bendim, biten ben.

Seninle yaşayamadıklarım için keşke derdim eskiden. Şimdi yaşadıklarım için...

Gece, senin hayalinle uyuduğum için güzeldi... Çünkü sabah gözlerimi açtığım dünyanın gerçekliğine bi' türlü alışamıyorum.

Arkandan yaktığım sigaraların bitişini izler gibi izledim tükenişimi...

Bırak olduğu kadarıyla kalsın, çünkü hiç olmadığı kadar yakıyor içimi zaten gidişin...

İnsanın kanatları hayalleridir, ne kadar büyükse o kadar yükseğe uçar.

Sevgiler karşılıklıydı belki ama gidişler hep platonik, hep tek taraflıydı...

Oysa ki maviydi hayaller, ta ki biri gökyüzünü siyaha boyayıp çekip gidene kadar...

Aklıma en çok geceleri geliyorsun, ışığı hatırlamak için karanlığı beklemek gibi bi' şey bu...

Sen tekrar bana geldiğinde değil, kafamın içinden bile tamamen gittiğinde mutlu olucam.

Her giden, içimizden bir parçayı da yanlarında götürdü. Artık bi' sarılmalık canımız var...

Unutmak için ne kadar uğraştıysam, şimdi bi' o kadarda hatırlamak için çabalıyorum...

Şu saatten sonra aynı yıldızın altında olsak bile, aynı yıldıza bakmıyoruz seninle...

Başkalarında seni ararken yaşadığım hayal kırıklığı, ve kimsenin sen gibi olmayacağını anladığımda ki o pişmanlık... Böyle bi' boşluk işte.

Boynumda hayalinin parmak izleri, ve ben kaçamıyorum canımı yakan hatıralarından...

Tüm yollar dudağının bi' köşesinde son bulsun, gelene kadar çok yorulurum belki ama olsun, gülüşüne denk geldiğim an uyurum...

Beyni küçük insanlara, hayallerinin büyüklüğünden bahsetme...

Çünkü ayrıldıktan sonra sevgi değilde, nefret bitince unutmaya başlarsın.

Senden sonra gelenler, içimde açtığın boşluğa düşmekten korkar oldu...

Bazı şarkıları bizi nasıl üzeceğini bildiğimiz halde açıp dinleriz, ve bazı ilişkileri de aynı o şekilde yaşıyoruz...

Bi' süre sonra unutmuş gibi değilde hiç yaşanmamış gibi yapmak zorunda kalıyorsun.

Her sabah anka kuşu misali küllerimden doğuyorum, senin yaktığın yerden başlayarak...

Kaybol rüyalarımda gecenin bi' yarısı, benden başka kimse görmesin, bulamasın seni...

Ayrılır ayrılmaz başkalarında alıyorsun soluğu, ve benim nefesim yetmiyor seni içime çekmeye...

Kilometrelerce uzakta düşüncelerimde hayalin, keşkelerin yarattığı mesafeler var artık aramızda...

Beraber hayal kuruyorsunuz, bir dünya yaratıyorsunuz... Sonra o çekip gidiyor. Ama siz o dünyada yaşamaya devam ediyorsunuz. Çaresizce...

Göğüs kafesimde bıraktığın yalnızlığı kafamın içindeki kalabalık doldurmaya çalışıyor.

Ben seni farklı sandım, ama sen sandığımdan farklı çıktın...

Ben istiyorum ki en sağlam tartışmanın finalinde bile gülelim...

Sonunda sarılmayacaksak üşümenin bile bi' anlamı yok...

Çekip giderken söylediğin sözlerini unutmaya çalışmaktan özlediğim gözlerini hatırlamaya vakit kalmıyor...

Baş ucumda yatan hayaline dokunmaya bile gücüm yok artık.

Beni öldürmeden, başkasını yaşatma içinde.

Bırakma elimi, kaybolurum başkasının sokaklarında.

Unuttum sandığım her şey, yalnız kaldığımda hatırlatıyor kendini.

Beni tekrar bulmaya çalışma, sen gittikten sonra ben bile kendimi kaybettim.

Senin için her şeyi geride bırakırdım... Şimdi kendim için seni geride bırakmalıyım.

Dış görünüşündeki eksikliği beyninle kapatabilirsin ama beynindeki eksikliği dış görünüşünle kapatamazsın.

Belki gözümden düştüğün an değil ama bir gün atıcam seni kafamdan, oradan da düşceksin...

Sen yine her gece bana kapa gözlerini. Söz, ben rüyalarından çıkıp sana sarılmanın bi' yolunu bulurum.

Az kaldı... Kafamın içinde senin hayalini ararken kendim kaybolucam.

Bazı konular hakkında acilen sarılmamız lazım, yoksa hayallere dokunmaya çalışmaktan öteye geçmeyecek düşlerimiz.

O kadar çok uzaklara gitmek istiyorum ki, kendimi bile unutayım. Gittiğim yerde kimse tanımasın BEN kimim. Tamamen kaybolayım...

Çünkü sustuğun anda kabullenmeye başlarsın. Susmayalım, sonsuza kadar tartışalım...

Ve kimse görmesin diye, gökyüzüyle silersin tüm acıları.

Geri dönsen ne olur? Onca şeyden sonra içimdeki boşluğu hissedemezsin zaten...

Yaptıklarını görmezden gelmeye başladım artık... Fazla uzun sürmez seninde yok olman.

Geçmişi düşünmekten, geleceği göremez olduk.

Beni kopardığın yerden başkasını bağlama kendine.

Bazen unuttum bitti diyorum... Bazen aynı yatakta beş dakika önce beraber uyanmışız gibi.

Renkli hayalleri, siyah kalemlerle çizmek...

Unutmak kolay, zor olan unutmayı gerçekten istemek....

En çokta siz onun hayatında yokken yaptığı hatalar koyar.

Tüm umutlarımızı sırt çantamıza tıkıştırıp çok uzaklara gitmemiz lazım.

Gerekirse bacak kadar çocuk olur, oynarım gülüşlerinde.

Derler ya "mesafeler önemsiz" diye... Yalan söylemişler, önemliydi sözlerinde ki mesafeler.

Hangi şarkının içine gizledin en güzel notanı? Bu gece hangisinde denk geleceksin yüreğime...

Yıldız gibi kaydın hayatımdan, ve ben kimin dileğine gerçek oldun bilmiyorum.

Kafamın içinde silemediğim hatıralar var seni bana zorla yaşatan.

Gündüzler sizin olsun, bizler kanatlarımızı gece takarız.

Avuçlarımda arta kalan ellerinin hayalidir boşluk hissi.

Son bir kere daha sarılsa yağmurun altında. Aksa iliklerime kadar. Keşke...

Bütün kavgalarımızı dudaklarının bi köşesinde yapalım, orada son bulsun tüm dövüşlerimiz.

Şimdi kimin gökyüzüne gece oldun...

Geç oldu... Uyusun artık hayalin, yeterince yorgun kafamın içi.

Bakma günün telaşındayım, unutmadım... Gece olsun, yine alıcam seni aklıma.

Beni unutmak için başkalarını hatırlama.

Birbirimizi değil, birbirimize yaptıklarımızı unutabilseydik keşke...

Ben yalnızlığa alışarak, sen başka tenlerde yaşayarak unutmaya çalışıyorsun.

Çekip giderken söylediğin ağır sözlerine mi, yoksa gitme der gibi bakan gözlerine mi inanayım?

Şu saatten sonra ya birbirine çok uzak iki yabancı oluruz, yada dip dibe iki yalancı.

Aşkımız bile bi' gün bitebiliyorken, acısı sonsuza kadar sürer mi sandın?

Senin siktir olup gitmen ben arkamı dönüp bakmadığım sürece bir anlam ifade etmez.

Sevdiğin insanı gözyaşlarında taşırsın... Dökersin bitene kadar, tamamen gidene kadar düşer damla damla.

Kafamın içindeki karmaşada kaybolursun diye korkuyorum.

Hayallerini kırdığınız birine sarılırsanız parçaları batar, bu sefer sizin canınız yanar.

İkimiz için hayalden kurduğum dünya, senin bana gerçekte vaad edebileceğinden daha güzel.

Özlediğin insanın hayaline sarıldıkça daha çok üşürsün.

Sesin sessizliğime karışsın istiyorum.

Ben istiyorum ki şarap güzelliğinde yıllanalım.

Gülüşlerinde yaşamasını beceremediğin insanın, gözyaşlarında boğulursun.

Oysa ki gözyaşları bitiyor, çektiğin acının fazlalığı karşısında onlar bile yeniliyor.

Belki bi' gün başkasına ait bir rüyanın içinde denk gelir, gülümseriz birbirimize...

Sen bir kere daha benim için gül, ben kokunu buradan duyarım.

Teninde şehirler kurup orada yaşayıp yaşlanmak istiyorum.

Benim elimi bıraktığın an kayboldun başkasının sokaklarında.

Bizim beraber gülmemiz gerekirdi, ayrı yataklarda ağlamamız değil...

Bu sefer kararlıyım... Sigaram bitsin, atlıcam dudaklarının kıyısından.

Ve hayallerini çalmasına izin verdiğin insanı başkası çalar ya, öyle bir şeydir boşluk.

Ayrılırken dudaklarından dökülen kelimelerle ıslanmak, üşümek, hissizleşmek...

Herkesin boynunda gizli bir nota vardır... En güzel şarkıyı dinletir dokunmasını bilene.

O beni unutmak için kalabalığa karıştı. Ben onu hatırlatmasınlar diye yalnızlığa alıştım...

Geceleri O'nun saçları gözümün önüne düşüyor...

Gözlerinden akarsam silme beni, dudaklarında kururum ben.

Sen ilikle beni gördüğün düşlerin önünü, ben kafanın içinde kapana kısılmaya razıyım.

Bu şehrin sensizliğinde boğuluyorum.

Hayaller değil miydi sonradan gerçek olan? Sen gerçektin... Neden hayal oldun?

Her kavganın sonunda sarılacaksak sonsuza kadar savaşırım seninle.

Sabah gözlerini başkası için açan geceleri benim hayalimle kapatmasın.

Alt dudağına saklıyorum, çektiğin her nefeste kafana dolmak için orada bırakıyorum kendimi. Birazda sen yaşa hayalimi...

İçimde öleni kafama gömüyorum, belkide bu yüzden zor unutmak.

Özlemek ne garip... Çekip gittim ama sanki arkada kalan benmişim gibi.

Bi' başına bütün yalnızlığıma kafa tutmuştun sen... Böyle güzel kalabalık olamaz.

Kadının bıraktığı en tatlı iz, erkeğin ruhundaki ruj yarasıdır.

Senin yanındayken geçen zamanı saklayabilsem keşke, gece ihtiyacım oluyor.

Benim değilsin, ve artık ben başkasına ait rüyalar görüyorum.

Benim için yaptıklarını, bana yaptıkların yüzünden unuttum.

Acıtıyor... Gözünüzden düşerken onu ilk tutan kişiyle birlikte olması.

Cebi delik hayallerden düşen küçük insanlar.

Hatıralardan yaptığımız uçurtmalarla oynayıp duran mutsuz çocuklarız.

Asla yetmeyecek çevremdeki insanların çokluğu... Benim yalnızlığım onun yokluğu.

Sesin sesime karışmayalı; herkesin sesini seninkiyle karıştırır oldum.

Çığlıklarımı kimse duymuyordu... Bende avazım çıktığı kadar susuyorum artık.

Boynunda kala kaldım onun. Bi' fırsatını bulsam karışıcam nefesine, kaçıcam dudaklarının arasından, ama olmuyor işte...

Ben herşeye rağmen ikimiz için şehirler kurmasını bilirim... Sen yeter ki bul bi' bahane gir rüyalarıma.

Maviye boyadığımız hayaller içinde yürüyen siyah insanlar.

Gözyaşlarıyla yıka bedenini, geçmişindeki günahlarından arın.

Kimseye bana baktığın gibi bakma... Kendilerini BEN sanarlar. Herkesleşirim...

Sonra sen konuşmaya başlıyorsun, tabi ben dinleyemiyorum. Kokundan mı yoksa sesinden mı öpsem, bilemiyorum.

Seninle tekrar tekrar tanışalım biz. Her seferinde yeniden tanıyayım seni, hiç bitme sen.

Hangi akşamdan kalma bilmediğim keşkeler var içimde sana dair.

Kelebek ömrü kadarmış düşlerimin dudaklarındaki hayali.

Ben seni kafamın içindeki canavarlardan kaç defa kurtardım bilsen...

Sana uykum geldi yine, yoruldum ayakta rüyanı görmekten.

Ütopya dedikleri bir ülkenin sokaklarında uçurtmasıyla oynayan çocuğa hediye ettim tüm keşkelerimi.

Çünkü sen beraber kurduğumuz hayallerde beni bi' başıma bıraktın.

Dudaklarından düşen o son 'hoşça kal'dım.. Orada unuttun beni. Orada kaybettim, tükettim kendimi.

Senle ben; birbirinin paranoyalarında yaşayan iki korkağız.

Yaptığın her hatanın üstünü benim yaptıklarımla örtmekten vazgeç.

Hayallerimde saçların salıncak olmuş, bi' dudaklarına, bi' gözlerine sallanıyorum. İçimde ki çocuk mutlu, eğleniyor...

Alkolden daha hızlı kana karışıyor boynumda duran nefesin.

Kalmak zordu senin için... Kalbimde yaşamak varken kafamda yaşamayı seçtin.

Sen yine adımı fısılda... Ben bi' yolunu bulurum, kandırırım kendimi. Yutarım arkandan ettiğim tüm yeminleri, söz... Sarılırım sesine.

Çünkü ben geriye dönüp baktığımda seni değil... Kendimi kendimden uzaklaşırken görüyorum.

Yanlış kişiyi doğru şekilde hayal edip öyle sevdiğimiz içindir sonradan yaşanılan bu hayal kırıklıkları.

Çünkü bu saatten sonra biz senle sarılsak bile üşürüz.

Varlığıyla mutlu edemeyen, yokluğuyla mutsuz etmeye çalışıyor.

Kokusunu hayal ederken gözlerimden yanaklarıma yağar yağmur, böyle güzel ıslanmak olamaz.

Hiç kimseye ihtiyacım yoktu benim. Biz onunla birbirimize 'ÇOK' oluyorduk zaten...

Sen başkasının yarını olurken, her geçen gün biraz daha dünleşiyorsun bana.

Aslında bizlermişiz melek sandıklarımızın kanatları.

Beni unutmak için verdiğin savaşı, gün gelir hatırlamak için kaybedersin.

Belki aynı yatakta yatmadık ama aynı düşte çok uyuduk seninle.

Ruhumdan öp beni, sesin dokunsun dudaklarıma.

Sormayın "neden bu kadar soğuksun" diye... Zamanında yanmış biri, sonrasında köz e dönüşür.

Biz seninle artık aynı yıldıza bakan farklı şehirleriz.

Çünkü arkana dönüp baktığında onu geri kazanmayacaksın, sadece gözyaşlarını görmesine izin vermiş olacaksın.

Vazgeçtiğin an değil, kaybetmekten korktuğun an kaybedersin.

Benim senin için yaptıklarımdı seni özel kılan.

Neyin var diyorlar... İnsan düşünüyor, o gittikten sonra "neyim var" diye. Ne kaldı O'ndan geriye...

Sen lerce kez lanet olsun bana. Çünkü yine olsa, yine "dur gitme" diyemem.

Çünkü bi' başkası kokunu içine çekerse, benim burnumun ucu sızlar.

Sarıl bana, parmak uçlarında dur, sokul boynuma... Gökyüzüne kadar dokunurum senin.

Ben onu kaybettiğimde değil, başkası kazandığında unuttum.

Senden daha iyisini bulabilirim evet. Ama olay daha iyisini bulmak değil ki. Ben seni kötü yönlerinle bile sevebilmişim. Ne yapayım iyisini?

Senli hayaller hep renkli, benim kalemlerim siyah.

Boğazımda düğümlendin kaldın... Ne daha derine, ne tamamen dışarı. Senin yerin artık orası.

Oysaki bu dünya seninle bi' boka benzemişti.

Seni en son öptüğüm yerde unuttun beni... Şah damarının tam üstünde, boynunda kaybettim kendimi.

Sanki makası almışımda kafamdaki hatıralarımızdan SEN olduğun kısımları kesiyormuşum gibi.

Özlemekmiydi sen başkasını düşünürken geceleri hayalinle uyumak.

Bırakma elimi, düşerim cennetinden.

Gece üstüme örttüğüm hayalleri kırdığı günden beri sabahları üşüyerek uyanıyorum.

Hayatım senin zerre özelliğini taşıyan insanı aramakla geçer. Anca öyle birini severim. Belki adı yüzü başka olur ama,ben yine seni severim.

Adımı fısıldadığında boğazında düğümlenmiş keşkeler dokunsun alt dudağına.

Kağıttan düşlerim vardı benim, içlerine SEN yazarak uçurduğum...

Anlamıyorum bana öylesine uzakken göğüs kafesime nasıl bu kadar yakın olabiliyor hayalin.

Yine el ele tutuşalım, bu gece yıldızlar kaymasın parmaklarımızın arasından.

Arafta kalırım senin kurguladığın aşk çıkmazlarında.

Her damlada biraz daha düşüyorsun gözümden.

Bu gece yıldızlar yağsa rüyamın üzerine, tek bi' şemsiyenin altında sarılsam sana.

Fazla sevdik birbirimize çok olduk biz... Ondan bu azalıp yok olmalarımız.

Sen yalanlarını soyunmadıkça, ben kokunu üstüme giymeyeceğim.

Bedenini gözyaşıyla yıkayan kadına doğruyu bile söylesen inanmaz.

O kadar FAZLA sevdik ki... Bize arkadaşça değil düşmanca ayrılmak yakışırdı.

Yanan sigaramın ucuna düşen gözyaşımdan bir damlasın artık.

Bizler gecenin karanlığını ruhumuzdaki yaraları sakladığı için seviyoruzdur belki...

Ben sinirliyken bitiyorsa... O ilişkinin sonunda nokta değil ünlem vardır. Ama bunu anlayacak kafa yoktur.

Gözlerim dolmasın diye kadeh kadeh dolduruyorum kafamı.

Sen aklıma düşersin de canın yanar diye, ben her gece hayallerimi yıldız tozlarından ördüm.

Anlamıyorum, yanlışlıkla mı seviyor bazıları yoksa yalnızlıkla mı...

Sensizken kafamın içindeki canavarlardan çok korkuyorum... Gülüşünde saklanmaya ihtiyacım var.

Sigaramın dumanıyla çiziyorum seni gecenin karanlığına... Kafam iyiyken daha bi' güzel seviyorum seni.

Sana tekrar adım atsam kırıp döktüğün umutlar ayaklarıma batar.

Ben siyahın rengarenk olduğunu sende anladım.

Sen aklıma düşüyorsun. Benim yanaklarıma yağmur yağıyor... Böyle güzel ıslanmak olamaz.

Ben yalnızlıktan korkuyorum, o uyuyor.

Sen gittiğin günden beri ben her sabah gözlerimi yanlış dünyaya açıyorum.

Senin kokunu duyduktan sonra hangi parfüm güzel gelir bana? Hiç mi utanmam o kokuları giyerken üzerime...

Irzına geçtiğin tüm duyguların, bir gün tecavüzüne uğrarsın.

Eskisi gibi olmayalım. Ne ben eski seni isterim, ne sen eski beni... Sadece eskiden olduğumuz gibi olalım.

Sen başkasını düşünerek uyurken üzerini benimle örtüyorsun ya... Ben çok üşüyorum.

Erkek dediğin sevdiği kızı önce kendisinden koruyacak.

Benden sonra birlikte olduklarınla beni değil, onları benle aldatmış olursun.

Bana acı çekmekten bahsetme... Ben yazarak günah çıkarıyorum, sen başka tenlerde yaşayarak!

Sen cennetimden düşerken, yanan kanatlarından ilk tutanın meleği oldun.

Sen, seni görmem için gözlerimi kapatmaya mecbur ettiğin günden beri... Benim için, hayal ettiğim kadarsın. İşte o kadar...

Ben Türkiye'de dünyaya geldim... Ama türkiyeye değil DÜNYA'YA geldim.

Sen ve ben hiç tam olarak biz olamadık, bir olamadık, hep olamadık. Zaten BİZ hiç-bir bok olamadık.

O kadar çok hata yaptın ki bana, her geçen gün biraz daha yok oluyorum. Sen yinede iyi ki varsın... Ama ben bir türlü olamıyorum.

Ay ışığı inadına yüzüme vururdu sanki tüm dünyaya göz yaşımdan seni yansıtmak için.

Senin yanına gelmeden önce en güzel düşlerimi giyerdim...

Kadınlar kendilerini güldüren değil, gülümseten erkeklerden hoşlanır.

Kafamın içinde yarattığım şehrin sokaklarında geziyorum uzun süredir... Hayalini görmek uğruna kayboluyorum her geçen dünde.

Ve birgün daha uzaklaştık birbirimizden... Her geçen dün e gömüyorum seni.

Kalbiyle yaşayan insanın bir "B" planıda olmuyor. Kaçıp, kaybolamıyor...

Milyon kere sarılsamda tenine, dolasamda ellerimi beline... Senden ayrıldıktan sonra ben hep o SON BİR KEREnin hesabını yaparım.

İçimde bir yerlerde, daha önce hiç ayak basmadığım sokaklar var. Korkuyorum... Sana rastlarım da yüreğimin caddelerinde kaybolurum diye.

Bilmem... Zaten vazgeçmesini bir türlü beceremem. Ne bileyim kalamam yada gidemem... Gerçi seni sonsuza kadar da sevemem ama. Neyse işte...

Hayatıma giren herkes, ruhumdan bir parçayı kopardı giderken... Şimdi aynaya bakıyorum da gördüğüm şey eski "BEN"e çok yabancı.

Kafamın içinde bir yerlerde, yanlışlıkla açılır da karşıma çıkarsın diye sonsuza kadar kilit vurduğum odalar var.

Kadınlar sevilmek ister, sevildiğini duymak ister, duyduğuna inanmak ister... Hadi kolay gelsin.

Seni, sen olmadan yaşamak beni daha mutlu ediyordu sanırım.

Uzatsana elini... Gökyüzünden tutasım var.

Göğüs uçlarından öpeceksin sevdiğin insanı... Aşağılar gibi değilde, onu onurlandırır gibi yapacaksın bunu.

Böyle birşey var içimde, ruhumu karanlığın içine, boşluğa çekmeye çalışan bir his var... Beni yarım bırakmaya çalışan biri var içimde.

Kadın olmanın zor olduğu bir ülkede, adam olmak neden kolay olsun ki?

Yalnızım" dediğimde çevremde hiç insan yok sanıyorlar... Halbuki benim yalnızlığım senin yokluğun. Hissizliğim senin soğukluğun.

İyi biri olmaya çalışıyorum, ama çevremde ki kötülük buna engel oluyor.

1 yorum: